Görmediğime inanmam, Allahı da göremediğim için inanmıyorum diyenler :
Hakikat şudur ki, varlık alemimiz yalnızca 5 duyu ile kavranabilen bir husus değildir.İnsan, Allahu tealanın kendisine bahşettiği görme duyusu ile yalnızca madde alemini görebilir.Kavrayabilidikleri şey fiziksel olaylardan ibarettir.Diliyle tat, kulağıyla ses, burnuyla kokuyu hisseder.Halbuki görülüp işitilemeyen o kadar çok şey vardırki.Elektrik, yerçekimi, ışınlar alemi, radyoaktif dalgalar ve birçok olaylar.İnsanlar bunları görüp işitemediği halde bunların varlığı şüphe götürmezdir.
Bu insanlar, görmediğime inanmam diyerek bütün varlık alemini sadece gözle görülebilen bir boyuta indirgerler.Halbuki bir şeyin gözle görünmemesi onun yokluğuna kanıt olamaz.Bu alemde gördüklerimize oranla göremediklerimiz çok daha fazladır.
Görmediklerime inanmam diyen bir insan, kendi aklını da göremiyordur.Kendi aklını göremeyen ve aynı zamanda görmediğime inanmam diyen bir insan aslında kendisinin akıl sahibi olduğunu da reddetmektedir.Çünkü akıl gözle görülemez, kulakla işitelemez bir kavramdır.O halde allahu tealanın gözle görülememesi de onun var olmadığını göstermez. Nasıl ki akıl kavramı duyu organları ile idrak edilemeyen fakat mantıksal çözümleme ile varlığı ortaya konulabilen bir olgu ise, tıpkı bunun gibi Allahu tealanın da varlığına dair birçok mantıksal çözümlemeler mevcuttur.
İnsanın bir hücresini dahi henüz üretemediği bütün biyolojik varlıklar (insanlar,hayvanlar,bitkiler,mikro organizmalar vs) nasıl olurda kendi kendine peydah olur ? Bu kainatın ve canlıların bir ressamı, düzenleyicisi yok mudur ? Ben görmediğime inanmam diyen bir insan, aslında gördüklerinin farkında değildir.Dikkatlice etrafına bakan, hayattaki muhteşem kurguyu ve nizamı görecektir.
“Her şeyi maddede arayanların akılları gözlerindedir, göz ise maneviyata kördür.”
Allahın varlığına delil ayetlerden bazıları :
“Ki O, belli bir miktar ile gökten su indirdi de, onunla ölü bir memleketi ‘diriltti (ve her yanına hayat) yaydı’; siz de böyle (kabirlerinizden diriltilip) çıkarılacaksınız.” (Zuhruf Suresi, 11)
“Birbirleriyle kavuşmak üzere iki denizi salıverdi. İkisi arasında bir engel vardır; birbirlerinin sınırını geçmezler.” (Rahman Suresi, 19-20)
“O gökleri ve yeri yoktan var edendir” (En’am Suresi, 101)
“Biz insana anne ve babasını (onlara iyilikle davranmayı) tavsiye ettik. Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır. Onun (sütten) ayrılması, iki yıl içindedir. “Hem bana, hem anne ve babana şükret, dönüş yalnız banadır.” (Lokman Suresi, 14)
“Dağları görürsün de, donmuş sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler…” (Neml Suresi, 88)
“Gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Geceyi gündüzün üstüne sarıp-örtüyor, gündüzü de gecenin üstüne sarıp örtüyor…” (Zümer Suresi, 5)
…
Bu tabloyu çizen bir ressam mutlaka var.Boyalar gelişigüzel tabloya sıçrayıp eseri oluşturmadı …
Peki ya bu kainat tablosunun ressamı kim ?
Kaynak: www.islamekseni.com
Yeni Temanız Hayırlı Olsun…
Hizmetiniz Daim Olsun Selam ve Dua İle…
Allah razı olsun kardeşim.Teşekkür ederiz…